Akdeniz kıyısında yer alan, tarih boyunca birçok farklı milletin sahip olup yönettiği az nüfuslu, küçük ve şirin bir şehirdir Akka. Tarihi surları ve şehrin mimarisi bize bir ortaçağ şehrinin havasını tenefüs etme fırsatı verir.
Uzun süre Osmanlı Devletinin sınırları içerisinde yer alan Akka, Boşnak asıllı bir Osmanlı Paşası olan Cezzar Ahmet Paşa ile özdeşleşmiştir. Kendisi şehrin mimari oluşumuna büyük katkıda bulunduğu gibi şehrin savunulmasında da eşsiz bir performans göstermiştir.
Eğer Türkler beni Akka önünde durdurmasaydı, bütün Doğu’yu ele geçirmek işten bile olmayacaktı. Kader beni bir ihtiyarın oyuncağı yaptı.
Öyle ki 1799 yılında Napolyon Akka’yı kuşatmış ancak hayli yaşlı olan Cezzar Ahmet Paşa’ya karşı başaralı olamamıştır. Böylece Napolyon’un Uzakdoğu’yu sömürgeleştirme fikri de başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Napolyon’un bu mağlubiyeti üzerine “Eğer Türkler beni Akka önünde durdurmasaydı, bütün Doğu’yu ele geçirmek işten bile olmayacaktı. Kader beni bir ihtiyarın oyuncağı yaptı.” dediği öne sürülmüştür.
İçindekiler
Akka Gezi Haritası
1. Akka Surları
Bir liman şehri olan Akka’nın eski şehir olarak adlandırılan bölgesi tarihi surlarla çevrilidir. Hem deniz hem de kara surları olan bu şehrin surları son olarak Cezzar Ahmet Paşa tarafından sağlamlaştırıldı. Günümüzde üzerine çıkıp Akdeniz’i ve şehri izleme fırsatının olduğu bu surlara, Akka’yı ziyaret eden herkesin kesinlikle çıkmasını öneriyoruz. Konumu görmek için tıklayınız
2. Akka Eski Şehir ve Çarşısı
Dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Akka, iyi korunmuş yapısıyla İslam ortaçağ şehir yapısını deneyimleyebileceğiniz en güzel şehirlerden bir tanesidir.
Bu nedenle kesin bir rota çizmeden eski şehir sokaklarında kaybolmanızı, restorantları ve pazarını gezmenizi tavsiye ediyoruz. Konumu görmek için tıklayınız
3. Akka’da Bir Ulu Cami: Cezzar Ahmed Paşa Camisi
Akka’nın en büyük camisi olan Cezzar Ahmet Paşa Camisi hamam, sebil, medrese ve kütüphanesiyle birlikte klasik Osmanlı mimarisi etkisinde olan bir külliyedir. Külliyede ayrıca Cezzar Ahmet Paşa’nın türbesi de bulunmaktadır. Caminin içerisindeki süslemeler klasik Osmanlı süslemelerinden biraz farklıdır.
Bugün yeşil kubbesi ile şehrin hemen her yerinden kolayca fark edilen bu yapı 1782 yılında tamamlandı. Geniş, ağaçlar ve çiçeklerle süslü bir iç avluya sahip olan yapı, Müslüman olmayanlara ücretli iken, Müslümanlara ücretsizdir. Konumu görmek için tıklayınız
4. Akka’daki Türk Hamamı: Paşa Hamamı
Cezzar Ahmet Paşa’nın inşa ettiği külliyenin önemli bir parçası olan bu hamam, evlere su gitmediği bir dönemde hijyenlerini korumayı amaçlayan Akka ahalisi için oldukça önemliydi.
Bugün bir müze olarak hizmet veren hamam, içerisinde Akka’nın tarihini anlatan sinevizyon ve sergilerle zenginleştirilmiş. Ayrıca hamam içerisindeki yaşamı göstermek amacıyla içerisinde birçok figür heykeli barındıran müze oldukça dikkat çekici. Müze ücretli olup, diğer turistik noktalarla birlikte bir paket olarak da satın alınabilmekte. Konumu görmek için tıklayınız
5. Şövalye Çağından İzler: Hospitalier Müzesi (The Knights Hall)
Kudüs’e hacı olmaya giden Hıristiyanların tedavisini yapmak amacıyla kurulan Hospitalier Şövalyelerinin en önemli merkezlerinden biri de Akka’ydı. Akka’da bir kale, hastane ve düşkünler evi kurarak birçok Hıristiyan hacıya hizmet ettiler. Tarihi 800 yıl öncesine uzanan bu görkemli yapı bugün kapılarını Haçlı ve ortaçağ tarihi meraklılarına açıyor.
Günümüzde Akka’nın en güzel müzelerinden biri olarak hizmet veren, devasa duvarlarla çevrelenmiş bu yapı birçok salondan oluşmaktadır. Toplantı salonu, yemek salonu, hapishane, yeraltı tünelleri v.s. derken zamanın nasıl geçtiğini anlayamayabilirsiniz. İçerisinde Haçlı tarihi ve şehir tarihini anlatan sinevizyonlar ve sergi alanları sayesinde geniş bilgi sahibi olacaksınız.
Müzede sesli rehber ücretsiz olarak verilmekte olup hiçbir noktayı atlamadan gezmeye kalktığınızda bir buçuk-iki saatinizi buraya ayırmanız gerekmektedir. Konumu görmek için tıklayınız
6. Yeraltı Zindan Müzesi
Hospitalier Müzesi ile aynı kompleks içerisinde yer almasına rağmen girişi ayrı olan bu yapı, özellikle İsrail Devleti’nin kuruluşundan önce İngilizler, Yahudi terör örgütü üyelerini burada hapsetti. Birkaç defa basılan ve mahkumların kaçırıldığı bu mekan İsrail Devletinin kurulmasının ardından hapishane özelliğini kaybetti. Farklı amaçlarla kullanılan bina 1991 yılına gelindiğinde müze haline getirildi. Müzede o dönemin hapishane yaşantısı heykellerle canlandırılıyor. Ayrıca her saat başı mekanın anlatıldığı sinevizyon gösterisi, mekanla ilgili oldukça doyurucu bilgiler veriyor. Konumu görmek için tıklayınız
7. Ticaretin Kalbi: Hanü’l Umdan ve Saat Kulesi
Ticaretin yoğun olarak yapıldığı bir merkez olan Akka’da kervansarayların olması kaçınılmazdı. Bugüne ulaşan birçok hanın ve kervansarayın olduğu bu şehirdeki en ünlü kervansaraylardan biri de Cezzar Ahmet Paşa tarafından inşa ettirilen Umdan Kervansarayıdır. Halk arasında Hanü’l Umdan olarak bilinmektedir.
İki katlı yapının ikinci katında tüccarlar için konaklayacakları odalar bulunurdu. Alt katta ise mallarını muhafaza ederlerdi. Bu anlamda bina klasik bir Osmanlı kervansarayıdır denilebilir.
Bu kervansarayı daha da dikkat çeker hale getiren ise 2.Abdülhamit’in yaptırdığı saat kulesidir. Saat kulesinin alt kısmında Osmanlı Arması mevcutken saatin yukarısında bir yıldız ve iki hilal yer alır. Genellikle hanın içine ziyaretçi kabul edilmediğinden yapı dışarıdan görülebilmektedir. Konumu görmek için tıklayınız
8. Akka Plajları
Akdenize kıyısı olan Akka, temiz, düzenli ve göz kamaştırıcı plajlarıyla da öne çıkıyor.
İnce yumuşak kumu, kayalık olmayan sahil kısmı ve sezon içerisinde can kurtaran ekibi olan Argaman Plajı, belediyeye ait bir plaj olmasından dolayı oldukça temiz ve bakımlı.
Yine Argaman plajına yakın, şehrin giriş kapısının hemen bitişiğinde At Plaji olarak geçen şehir surlarına bitişik küçük bir plaj daha vardır. Burada yüzerken kendinizi tarihin derin sularında hissedeceksiniz. Konumu görmek için tıklayınız
Hayfa Gezi Yazımızı Okumak İçin Tıklayın
Bir Yorum